Arter

Arter / Grimshaw Architects

©flufoto

Mimar: Grimshaw Architects
Yer: İstanbul, Türkiye
Yapım yılı: 2015-2019

Koç ailesinin kurduğu Koç Vakfı’na bağlı bir kurum olan Arter, İstiklal Caddesi’ndeki yerinden sonra Dolapdere’deki yeni binasına taşındı. Arter’in yeni evi, 2013 yılında açılan uluslararası bir proje yarışması sonucu birinci olan Grimshaw Architects tarafından tasarlandı. Grimshaw Architects ekibi, yapıyı ziyareçilerin sanatı keşfedebileceği bir yer haline getirmesi için tasarımlarını iki tema etrafında şekillendiriyor: açıklık ve akışkanlık. Ekibin hedefi Arter’in yeni binasının bulunduğu çevreyle güçlü ilişkiler kuran bir sanatsal bir buluşma noktası haline gelmesi olmuş.

Arter / Grimshaw Architects

©Cemal Emden

Grimshaw Architects ekibinin projedeki odak noktalarından bir tanesi, Arter’in ziyaretçilerinin şehirden kopmuş hissetmeden yeni binanın içinde farklı sanatsal ve hatta mekansal deneyimler elde edebilmesi olmuş. Bu yaklaşımla Arter, ekip tarafından bir çeşit dinamik mekanlar dizisi olarak kurgulanmış. Eski binasından sonra birçok programı ve imkanı bünyesinde barındırabilecek ve İstanbul’un kültürel yapıları arasında önemli bir yere oturan Arter için Grimshaw Architects’ten Kirsten Lees: “İzleyicinin bakış açısına göre sürekli değişkenlik gösterebilen, çok katmanlı, iç içe geçmiş, disiplinler arası bir kamusal yapı. Müzenin zengin programı ise çeşitli sanat dalları arasında yeni sinerjilerin geliştirilmesi ve yaşatılmasının yanı sıra çağdaş sanatla fiziksel ve entelektüel ilişkilendirmelerin yapılması için yeni bir odak noktası olacaktır.” 

Arter / Grimshaw Architects

©Cemal Emden

Dinamik mekanlar dizisi olarak Arter, görsel olarak birbirine bağlana ve fiziksel olarak birbirine açılan mekanlardan oluşuyor. Bu kurgu farklı disiplinleri bir araya geitrebilecek bir program ağı ve mekanların her biri ile yaratıcılığa ve etkileşime teşvik eden bir yapıya yol açıyor. Yapının 6 kata yayılmış 6 galeriden oluşan ana foksiyon alanlarının merkezi bir atrium etrafında kurgulanışı da bu hedefi destekler nitelikte. Arter bu özelliğiyle İstanbul’un en önemli kültürel odak noktalarından biri haline gelmeye başladı bile. Yapı, aynı zamanda herkesin ücretsiz olarak 300’ü aşkın sanatçıdan 1300 işi görebileceği, Türkiye’de çağdaş Türk sanat eserlerinden oluşan ilk kalıcı sergiyi oluşturmasıyla da İstanbul kültür hayatı için oldukça büyük bir öneme sahip diyebiliriz.

Arter / Grimshaw Architects

Karbon / ©Cemal Emden

Yapı, genel olarak merkezdeki iki performans salonu etrafında kurgulanmış. Bunlardan ilki 168 koltuklu ve teleskopik koltuk sistemiyle Sevgi Gönül Oditoryumu. Esnek bir oditoryum olarak tasarlanmış olan Sevgi Gönül Oditoryumu, esnek zemini ve aynaya dönüşen duvarlarıyla farklı birçok etkinliğe elverişli bir mekan yaratıyor. Bu oditoryumda sinema gösterimleri, konferanslar ve dans/konser performansları da yapmak mümkün.

Arter’deki diğer salon ise tam teşekküllü bir ‘Black Box’ olarak tasarlanmış Karbon. 332 kişilik esnek oturma alanına sahip Karbon, salonun ihtiyacı olan ekipmanların asılabileceği ve istendiği zaman istenen şekilde teknik değişiklerin yapılabilmesine imkan sağlayan çelik gergi halatlarıyla oluşturulmuş bir tavana sahip. İki salon da tamamen düzayak hale gelebilecek koltuk sistemiyle donatılmıi ve böylece büyük enstalasyonlar ve çok kanallı projeksiyon gerektiren işlere de hizmet edebilecek salonlar.

Arter / Grimshaw Architects

©Cemal Emden

Bunların dışında Arter bünyesinde atölyeler, kütüphane, kafe, kitabevi ve bir bahçe bulunduruyor. Atölyeler de yapının bünyesindeki oditoryumlar gibi esnek mekanlar; kullanılan modüler sistemler sayesinde buluşma, konuşma, atölye çalışması gibi farklı programlara kullanım alanı sağlıyor. Yapının bünyesinde kurgulanmış olan bahçe de açık hava performanslarına ev sahipliği yapabilecek şekilde tasarlanmış. Ek olarak yapının terasları da heykel sergi olarak kullanılabilecek alanlar olarak düşünülmüş. Farklı pek çok programa cevap verebilecek nitelikte mekanlar yaratan Arter, çok yönlü ve multidisipliner bir kültürel nokta.

Arter / Grimshaw Architects

©kultur.limited

Arter’in en dikkat çekici noktalarından bir tanesi yapının cephesi. Arter’in cephesi, cam takviyeli betondan yapılmış düzemlerden oluşuyor. Bu düzlemler de üçboyutlu konkav ve konveks şekilde baklava formunda birçok panelin biraraya gelmesiyle oluşturulmuş. Cephenin bir kısmı bu düzemlerden oluşurken; bu harekete zıt bir dil olarak bir kısmı da el yapımı sırlı seramik yüzeylerle kurgulanmış. Cephe gün boyunca değişen ışıkla farklı ışık-gölge oyunları yaratıyor. Güneşin hareketiyle ışık ve gölge her bir düzlemin farklı yüzeylerinde toplanıyor. Sırlı seramik yüzeyler de güneşin hareketiyle şehrin dinamiğini ve gökyüzünü yansıtıyor. Böylece yapı dışarıdan gözlemlendiğinde, bir çeşit renk-doku-ışık-gölge paleti haline geliyor. Bir mozaik gibi dokunmuş cephe aynı zamanda Türk kültür tarihine de referans veriyor.

Arter / Grimshaw Architects

©Cemal Emden

İstanbul’un yeni çağdaş sanat mekanı Arter, şehrin en hareketli ve gürültülü noktalardan biri olan Dolapdere’de adeta başka bir dünyaya açılan kapı: göz alan cephesiyle, Joseph Beuys, Geta Bratescu, Mona Hatoum ve Sophie Calle gibi dünyaca ünlü aydınların eselerini barındıran oldukça geniş koleksiyona sahip bir kültür odağı. Grimshaw Architects liderliğinde Thornton Thomasetti, Max Fordham ve Neill Woodger Acoustics’in imzasını taşıyan Arter, 2015 yılında başlayan inşaatından sonra geçtiğimiz ay kapılarını açtı.


RELATED POST