READING

Storefront for Art and Architecture

Storefront for Art and Architecture

Storefront for Art and Architecture / Steven Holl

©Paul Warchol

Mimar: Steven Holl + Vito Acconci
Yer: New York, ABD
Yapım yılı: 1993

1992 yılında Steven Holl ve Vito Acconci işbilirliğiyle ortaya çıkan tasarım, Storefront for Art and Architecture (Sanat ve Mimarlık Vitrini) isimli bir derneğin eskiyen cephesi için bir yenileme projesi. New York’un üç farklı mahallesinin (SOHO, Little Italy, Chinatown) kesiştiği noktada bulunan proje, aslen galeri olan yapının üçgen sergi iç mekanıyla sınırlı ve dar bir alana sahip. Storefront for Art and Architecture için en baskın yapı binanın yenilenen uzun cephesi.

Storefront for Art and Architecture / Steven Holl

©Paul Warchol

Storefront for Art and Architecture mimarlık, sanat ve tasarımdaki yenilikçi konumların geliştirilmesine kendini adamış, kar amacı gütmeyen bir organizasyon. Bu oluşumun amacı sergiler, sanatçı konuşmaları, film gösterimleri, konferanslar ve çeşitli yayınlarla programının coğrafi, ideolojik ve disiplinlere bağlı sınırları üstünden diyalog ve işbirliği yaratmak. Sesini duyurmak isteyen herkese açık bir forum olan Storefront for Art and Architecture, sanat ve mimarlıktaki hayati konuları tartışarak halkın çağdaş tasarıma olan ilgisini ve bilincini arttırma amacı güdüyor. 

Storefront for Art and Architecture / Steven Holl

©Paul Warchol

Yenileme projesiyle Holl ve Acconci ‘imkansızlığı tanıtmak’ ve ‘cepheyi delmek’ fikirlerinden yola çıkarak sadece iç mekanlara ait olan sanat dünyasının sembolik sınırına meydan okuyan bir tasarım kurgulamış. İkili, bu kurgu için geri dönüştürülmüş elyafla karışıtırılmış betondan üretilen bir materyal seçiyor ve bu materyalden ürettikleri açılır/kapanır panellerle cephede yapboza benzer bir kompozisyon yaratıyor. Holl ve Acconci’nin yarattığı yeni cephe düzeniyle paneller açık pozisyonlarından kitlendiğinde, cepe çözülmeye başlıyor ve galerinin iç alanı 3 sokağı kesiştiren köşede kaldırıma taşıyor. Burada ikili bir cephenin işlevinin iç mekanı dış mekandan ayıran bir bölme oluşturma fikrini sorgulayan bir tutuma sahip.

Storefront for Art and Architecture / Steven Holl

©Peter Guthrie

Steven Holl’ün proje için konsepti tam olarak şöyle: döner panellerle içeriyi dışarısı haline getirmek. Bu panellerin her biri farklı şekle, diğer panelle özgün bir ilişkiye ve farklı açıklık/kapalılık durumlarına sahip. Böylece yeni cephe, aslında her gün farklı bir cephe yaratıyor. Böylece basit bir tasarım ve malzemeyle Holl ve Acconci’nin güçlü kurgusu kendini ortaya koymuş oluyor.

Oldukça düşük bir bütçeyle gerçekleştirilen projede geliştirilen konsept için net bir çözüm bulunmuş. Sorularını ve tasarımda buna verilen cevapları net bir şekilde aktarabilen proje yalnız bu özelliğiyle değil; Holl’ün detaylandırma, orantı ve ışığın manipülasyonu yoluyla alan yaratmaya odaklanan çalışmalarının çoğunun bir göstergesi olduğu için de oldukça önemli.

Storefront for Art and Architecture / Steven Holl

©Paul Warchol

Planda bir turta dilimi şeklinde yeri kaplayan tasarım yalnızca bir cephede caddeye açılıyor. Caddeye bakan yapının en uzun duvarı galeri mekanı; dilimin daha geniş olan kısmı ise ofis ve depo olarak kullanılıyor. Galerinin gittiçe daralan alanı gitgide ziyaretçiyi kendisine sunulan eserlerle yüzleşmeye zorluyor. Storefront for Art and Architecture ‘ın yeni cephesinde sergilenen görüntüler dış panellerden de görmek mümkün. Fakat dikkat çeken kısım, gittikçe daralan bu mekanın bir galeri alanı olarak nasıl kullanıldığı.

Storefront for Art and Architecture / Steven Holl

©Brett Beyer

Storefront for Art and Architecture binasının yeni cephesi zamanla birçok mimar ve sanatçının enstalasyonuyla bulunmak istediği bir alan haline gelmiş. Holl’ün tasarımını deneyimlerken panellerin yerleşimleriyle verdiği rastgelelik hissi ve böylece yaratılan mekan, sergilenen eserlerin önüne geçiyor. Bunun sebebi bu küçük tasarımın kendi içinde birçok detay barındırması. Beyaz alçıpan panellerle yaratılan sergi alanı, metal dikmeleriyle hareketli hale getirilmiş. Galeri olarak yaratılan mekanda yapının eski kullanımına ipuçları veren kalıntılar bulunuyor -kolonlar, taban ve tavan kaplamaları gibi. Holl’ün tasarımı, eski ve yeni arasında güçlü bir kontrastı ve ilhamına dair küçük izleri yansıtma amacında. 

Storefront for Art and Architecture / Steven Holl

©Pernilla Ohrstedt

Storefront for Art and Architecture cephe tasarımın en etkileyici yanı içi ve dışı -New York’un sokağı- arasındaki ilişki. Bu ilişkiyi tanımlamada ışık büyük bir role sahip. Sürekli değişen dış hava koşulları ile birleştiğinde, farklı panel yapılandırmaları ve ışık, caddeden çerçeveli bakışları galeriye dönüştürürken içeriden şehri farklı çerçeveler içinde ziyaretçisine sunuyor. Holl burada binanın etkilerini ve çevre ile olan ilişkisini tamamen kontrol etmeyen bir çözüm yaratabilen en özgür kararı hayata geçirmiş: hareketli bir mimari.

Storefront for Art and Architecture / Steven Holl

©Brett Beyer

“Mimari mekanların total algısı, nasıl bir yemeğin tadı otantik bileşenlerin lezzetine bağlıysa, dokunsal alemin malzemesine ve detayına bağlıdır.” diyor Steven Holl. Bu sözlerle anlattığı yaklaşımını en iyi anlatan projelerden biri de bu cephe yenilemesi. Holl, hem düşük bütçe hem de oldukça kısıtlı bir alanda olmasına rağmen kurgusal dayanakla çözdüğü detaylı mimari ile zamansız bir tasarım ortaya koymuş.


RELATED POST