Tugendhat Evi

Tugendhat Evi (Villa Tugendhat) / Mies van der Rohe

© Alexandra Timpau

Mimar: Ludwig Mies van der Rohe
Yer: Brno, Çek Cumhuriyeti
Yapım yılı: 1928-1930

Tugendhat Evi (Villa Tugendhat) Brno’da yaşayan tekstilci Tugendhat ailesinin isteği üzerine Ludwig Mies van der Rohe tarafından tasarlandı. Grete ve Fritz Tugendhat, Mies van der Rohe ile 1927 yılında tanışıyor. Ferah, geniş ve basit formlara sahip bir ev isteyen çift, Mies’in mimari üslubundan ve Edwards Fuchs için tasarladığı Zehlendorf Evi’nden çok etkileniyor. Çift daha sonra Brno’nun önde gelen modern mimarlarından Arnost Wiesner ile görüşseler de sonuç olarak evlerini tasarlaması için Mies van der Rohe ile anlaşıyorlar.

Tugendhat Evi (Villa Tugendhat) / Mies van der Rohe

© Alexandra Timpau

“Her zaman net ve basit hatları olan büyük ve modern bir ev istemişimdir. Bir de eşim tavana kadar figürler ve süsler olan evlerden hiç hoşlanmazdı.” Grete Tugendhat hayalindeki evi bu cümlelerle anlatıyor.

“Yılın sonuna doğru Mies taslağı tamamladığını haber verdi. 31 Aralık günü öğleden sonra buluştuk; yeni yıl kutlamalarını iptal etmiştik. Gece saat bire kadar planın başında oturup konuştuk, sadece bir yarım daire ile düz bir çizgiden ibaret olan tasarımı inceledik. Çizim üzerindeki küçük çarpı işaretleri dikkatimizi çekti. Bu işaretler ne anlama geliyor diye sorduk. Mies bu çok doğal bir şeymiş gibi, onlar evi taşıyan çelik kolonlar, diye cevap verdi.”

Tugendhat Evi (Villa Tugendhat) / Mies van der Rohe

© Alexandra Timpau

Mies’in taşıyıcı çelik kolonlar kullanması, yapının içindeki duvarların yük taşıyıcı özellikte olması şartını ortadan kaldırıyor. Bu sayede Tugendhat Evi’nin içi çok daha rahat ışık alan, ferah ve açık bir mekana dönüşüyor. Yapı bodrum katı ile beraber üç kattan oluşuyor. Her biri farklı plan organizasyonuna sahip bu üç kat, üzerinde bulunduğu eğimli araziye göre şekilleniyor. Evin güneydoğu ve bahçeye bakan cepheleleri tavandan döşemeye kadar cam ile kaplanmış.

Tugendhat Evi, Mies’in diğer evleri ile kıyaslandığında görece büyük bir yapı. Ailenin tüm ihtiyaçlarının karşılanabilmesi amacıyla evin içinde iki çocuk odası ve bir bakıcı odası bulunuyor. Bu mekanlar evin ön kısmında bulunurken, arka kısımda ise ebeveyn odası ve banyosu terasa açılıyor. Mies, bu mekanlara ek olarak evde çalışan görevlilerin konaklaması için de ayrı bir bölüm tasarlamış.

Tugendhat Evi (Villa Tugendhat) / Mies van der Rohe

© Alexandra Timpau

Grete Tugendhat’ın “sadece yarım bir daire ile düz bir çizgi” olarak betimlediği mekana yukarı kottan dar bir merdiven veya bahçeden gelen geniş bir merdiven ile ulaşılabiliyor. İki merdiven de 180 derece dönüyor ve bahçe merdiveninden içeriye doğru ilerlerken evin çarpıcı cam cephesinden içerisi görülebiliyor. Tamamen açık plan düzlemi üzerinde tasarlanmış iç mekanda ilk dikkat çeken parça, siyah ve açık kahverengi çizgili abanozdan yapılmış yarım daire şeklindeki duvar. Bu duvar mekanın içinde bir sınır oluştururken yemek masasını evin geri kalanından ayırıyor. Abanoz duvarın arkasında ise belki de evin en önemli parçası bulunuyor: iki krom kaplamalı çapraz kolonun arkasında kalan ve iç mekandan kopuk duran Onyx dore mermer duvar.

Tugendhat Evi (Villa Tugendhat) / Mies van der Rohe

© Alexandra Timpau

Tugendhat Evi’nin yapılması inşa edildiği dönemin şartları göz önüne alındığında oldukça pahalıya patlamış. Evin bedelinin otuz müstakil evin bedeline denk geldiği söyleniyor. Mies, Tugendhat Evi ile son derece radikal ve kesin bir biçimde modernitenin dilini destekliyor ve dönemin reformcularının sosyal iddialarını yerle bir ediyor. Ancak Mies ve tasarımı, çoğu mimar tarafından ağır biçimde eleştirilmiş. En ağır eleştiri Çek avangard mimarlarından gelmiş. Kare Teige binayı modern mimarlığın hedef ıskalamasının bir örneği olarak değerlendiriyor ve “modern züppeliğin zirvesi” olarak nitelendiriyor.

Tugendhat Evi (Villa Tugendhat) / Mies van der Rohe

© Alexandra Timpau

Tugendhat Ailesi, 1938 yılında Çekoslavakya’yı terk ediyor ve bir daha geri dönmüyorlar. Ev, bu tarihden sonra Nazi birlikleri tarafından kullanılıyor ve orijinal mobilyalarının tümü çalınıyor. Son olarak, 1 Temmuz 1994 tarihinde müze olarak açılıyor ve 2001 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alınıyor. Yapı, 2010-2012 yılları arasında orijinal tasarımına sadık kalınarak restore ediliyor.

Kaynaklar:

RELATED POST